20 Ekim 2015 Salı

İğneada'ya Sahip Çık

Kısaca İğneada'nın nerede olduğundan ve niye bu kadar önemli olduğundan bahsedeyim; Kırklareli'ye bağlı küçük bir tatil yeridir aslında öyle çok da bilinmez ama bir doğası vardır tadından yenmez. Longoz ormanlarına sahiptir. Longoz ne demek derseniz ondan da bahsedeyim. Longoz: Denize doğru akan derelerin getirdiği kumların birikerek kıyıda set oluşturması ve dere ağzını kapatması sonucu akarsuyun biriktiği yerde oluşan bir özel ekosistemdir. Yalnızca belirli ağaç (örneğin, dişbudak, kızılağaç, vs), bitki (örneğin, göl soğanı, su menekşesi, vs) ve kuş (örneğin, kara leylek, balıkçıl, vs) türleri bu yaşam ortamını tercih ederler. Longoz ormanları nadir rastlanan ekosistemlerdir. Türkiye'de İğneada (Kırklareli), Acarlar (Sakarya) Karacabey(Bursa) ve Sarıkum'daki (Sinop) longoz ormanlarının yanı sıra, Kızılırmak Deltası'nda da (Samsun) longoz niteliğine sahip ormanların çok küçük kalıntıları kalmıştır. Bunların dışında yeterli büyüklük ve kapalılığa sahip alüvyal-subasar orman kalmamıştır. Bu nedenle elimizde kalan son longoz ormanlarının varlıklarını sürdürmeleri çok önemlidir. Bu yüzden çok önemli bir ekosisteme sahip İğneada. Aynı zamanda İğneada Longoz Ormanları 2007 yılında kurulan milli parktır. Nükleer Santral'i oraya yapmak hangi cahil kafanın işi merak ediyorum. Hangi mantıkla düşündüler bunu bilemiyorum. Bu arada İğneada, sahili, biyoçeşitliliği, longoz ormanlarının varlığı, ekolojik güzelliklerinin yanı sıra, tarihsel ve kültürel mirası ile bir değerdir. 3. Nükleer santrali İğneada’ya yapcağız demek bu kadar kolay olmamalı!
Bu doğa katliamından başka bir şey değil.
İğneada'nın benim için de yeri farklıdır..
Tadından yenmez doğası var dedim ya bu doğa babama kendini hayran bıraktı. Defalarca gittiğimiz babamın her gittiğinde mavi ve yeşil uyumuna hayran olduğu anneminde gitmekten bıktığı yerdir. Annem de sever ama babam bayılır. Kardeşimle biz küçüktük ama deniziyle doğasıyla bir dönem sık sık gittiğimiz yerdir. Babam halen söyler yine gideceğiz diye ben de  fotoğraf çekmek için gitmek istiyorum. Yani babamı bu hayran olduğu yerden mahrum bırakmaya kimsenin hakkı yok! Annemin gitmekten bıkacağı, anılarını canlandırdığı yeri katletmeye kimsenin hakkı yok! Benim fotoğraf çekmek istediğim güzel doğayı kimsenin katletme hakkı yok! Kardeşimin de çocukluğunu anımsadığı, ilk yüzdüğü yerlerden birini katletmeye kimsenin hakkı yok!
Nükleere karşı sen de mücadeleye katıl ki. Elimizde kalan son güzel şeylere sahip çıkalım. Sesini çıkart ki. Ülkende de gidebileceğin yerler kalsın. Sesin çıksın ki sadece orada yetişen ağaç, bitki, kuş türleri hayat bulsun. Sesin çıksın ki yaşadığın dünyada söz sahibi ol. Sesin çıksın ki Sen'i duyan, insan yerine koyan olsun. Ses çıkartalım ki.
Sesim duyulsun!
Sesin duyulsun!
Sesimiz duyulsun!
(Longoz'un ne olduğu ve nerelerde olduğuyla ilgili alıntılar yapılmıştır.)
Daha mavi
Daha yeşil
Daha güzel Türkiye'de ve dünyada görüşebilmek ümidiyle...

14 Ekim 2015 Çarşamba

Canımız Yanıyor

10.10.2015 AnKARA..
Nasıl başlanır bilmiyorum, ne denir, ne denmez, ne denmeli inanın bilmiyorum.
O kadar zor ki..
Barış için öldüler demek çok zor.
Sanırım son açıklama 97.
97 insan öldü, 97 can çoğumuz sayıya takıldık ama insanlık bir kez daha öldü.
resmi olan 97 ise daha çok vardır. 97 de olsa dile bile kolay değil ki bunlar barış için giden canlar.
Haberleri izlemedim. Hatta izlemedim değil izleyemedim.
Acılar o kadar fazlayken yapılan açıklamalar şok ediciydi.
Kim yaptı? Neden yaptı?
Bana Akp ve Pkk işbirliği gibi geldi. Sadece varsayım ama eğer başka bir örgüt olsa Mit çocuk oyuncağı değil ya nasıl engelleyemedi. Polise kızdık çoğumuz ama kızmamız gereken emri veren. Onlar da emir eli sonuçta. Tabi ki yaralıların olduğu yerde biber gazı sıkmak ne kadar doğru o da tartışılır. Bana kalırsa tek adam dönemi sarsıldığı için gelin tek başına iktidar olsun huzura kavuşalım. Bizim zamanımızda böyle olaylar yoktu demek istediler. Hatta şuan hükümet de biz yokuz bunun tamamını biz üstlenemeyiz dediler. Davutoğlu: "Bu hükümet, AKP hükümeti değildir" deyince. Daha dün açılışları AKP hükümeti olarak yapıyordunuz ne zaman istifa ettiniz? Diye sormak düşüyor bize. Allah aşkına siz kimi kandırıyorsunuz. Bu hükümet bal gibi AKP hükümetidir.
Chp ve Mhp hükümet de bulunmuyoruz dedi. Mhp bir fire vererek hükümete bakan gönderdi. Hdp de gönderdiği bakanları istifa ettirdi. Yani Sadece bir Mhpli bakan dışında bariz Akpli hükümet.
Patlamaya kötü niyetle gidenler olmuştur belki bunlar da çok az sayıdadır. Ama çoğu saf duygularla gitti. Chp gençlik kollarından, öğretmenlerden, avukatkardan, Hdplilerden 9 yaşına çocuğa kadar herkes. Söylenecek çok da söz yok aslında.
Bir de lider değerlendirmesi yapalım;
Kemal Kılıçdaroğlu:
İster sevin, ister sevmeyin ama en iyisini Kılıçdaroğlu yapıyor. Ülkesini düşünen tek lider. Siyaset adamının devlet adamlığına yükselişidir. Böyle bir durumda a partisi b partisi demeden. Meclis'te bulunan tüm partiler bir araya gelmeliydi. İlk açıklamasında da dediği gibi bu konu lehine olan her şeyin altına imzasını atmaya hazır. Davutoğlu'nun davetini kabul etmesi de erdemdir, doğru olandır. Diğer liderlere ise çağrısı, davet etmesi ülke lehinedir. Yani o kadar kötü yönetiyorlar ki Kılıçdaroğlu mecburen ülkenin gerçek başbakanı gibi davranıp tüm taraflarla görüşmek istiyor. Olayın hemen ardından eşiyle birlikte olay yerine karanfil bırakıyor, giden canların ailelerinin yanında oluyor, taziyeye gidiyor. Kılıçdaroğlu'nun yüzünden acısını görüyoruz, samimiyetini görüyoruz. Bir şans verin bakalım 1 Kasım'da.
Devlet Bahçeli:
Yani nasıl bir lider, ne yazılabilir bu saatten sonra Devlet bey hakkında bilemiyorum.
Hayır, hayır, hayır.. Davutoğlu'nun görüşmesini reddetti. Kılıçdaroğlu'na hayır dedi. Doğru düzgün bir açıklama yapmadı. Doğru düzgün bir kınamadı bile. Kınadıysa düzgün açıklama yaptıysa ve ben görmediysem özür dilerim ama yakışmayan hareketler Devlet beye. Bu duruma gelmemizde rol oynayanlardan. Hani terör araştırılması diyenlerden. Yapacaktınız dıştan Hdp destekli Chp-Mhp koalisyonunu. Yani sen ya da ben kabul etmesek de meclisteler. İki yıl da çözebildiğiniz sorunu çözüp, bunları bitirip herkes kendi yoluna diyecektiniz. Ekonomi batmayacak, terör artmayacaktı.
Ahmet Davutoğlu:
Yaptığı açıklamalara gelde şaşırma."Bu bizim hükümetimiz değil. ", "Elimizde canlı bomba listeleri var ama eylem yapmadan tutuklayamayız." Kendini patlatınca tutuklarsınız artık. Demek düşüyor. Yurt dışında 12 kişinin öldüğü terör saldırısına lanet etmeye gidiyor ama ülkede 97 kişi ölmüş kimin umurunda. Olay yerine karanfil bırakmaya dahil gitmedi.
Selahattin Demirtaş:
Birlik mesajı vermeye çalıştı. Asker de biziz, polis de biziz, halk da biziz demesi iyiydi. Olay yerine giderken Hdp ekibinin gülmesi hiç hoş değil hem de hiç. Karanfil bırakmaları doğruydu ama gülmeleri şaşırttı.
Recep Tayyip Erdoğan:
Birden sessiz kaldı. Ama olay günü ya da ertesi günü karanfil bırakmadı bugün bıraktı şaşırtıcıydı.
Yani ülke olarak zor çok zor bir dönemden geçiyoruz. Liderlere sesleniyorum oturun konuşun bir çözüm bulun!